yok karşılığı yüzünün Mp3

 

Senin sana rağmen bir yüzün var

herkesin ilk aşkına benzeyen

beklemek kadar acı, anlamak kadar zor

nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi

yok karşılığı yüzünün

 

Senin sana rağmen bir yüzün var

herkesin ilk aşkına benzeyen

yakınlaştıkça imkansız uçurumlar

nedensiz hayatların o büyük acısı gibi

yok karşılığı yüzünün

 ÖKÜZ DERGİSİ - ŞUBAT 1998E DERGİSİ - MAYIS 1999

 

Cezmi Ersöz'ün Şubat 1998 tarihli "Öküz Dergisi"nde yapılan ve bir yaşamöyküsü özelliği taşıyan söyleşisini buradan ulaştırıyoruz sizlere...

"Cezmi Ersöz kaybetmeye mahkumdur. Kaybettikçe haz alıyorum. Mazoşizm değil bu. Benim ruhum böyle oluşmuş. Kaybetmek bana şiirsel bir tad veriyor. Ayağım kaydıkça, birileri tarafından kazandığım başarı elimden alındıkça ben kendime “Hah tamam şimdi sensin” diyorum. Ben kaybedince kazanıyorum. Kendimle buluşuyorum. Yenilgiyi öven birisi değilim. Ama bu kadar adaletsiz bir toplumda başarılı olmak bana “yanlış mı yaptım?” sorusunu sorduruyor. Bu soruyu sorunca kendime tezgah açıp, kendime çelme takıyorum." 

Tıklayın

"Çok parçalı bir dünyada yaşıyoruz, medya ve teknolojik yapı gerçekliği parçalıyor. Algılar hızla kirleniyor, gerçeklik hızla paramparça oluyor ve insanlarda bir 'sahicilik susuzluğu' oluşuyor. Medyadan aldığı bilgilere güvenmiyor, inanmıyor insanların çoğu. Oradaki sosyal aktörlere, siyasi aktörlere güvenmiyor, hiç kimse ona inandırıcı gelmiyor. Geriye bir tek yazar kalıyor, sevdiği yazarın inandırıcı olup olmadığını merak ediyor." Röportajın tamamı için tıklayın

Cezmi Ersöz'ün "E Dergisi"nin Mayıs '99 sayısında yayımlanan söyleşisi
 BARIŞ DERGİSİ - MAYIS-HAZİRAN 2000

YENİ BİNYIL - 14 MAYIS 2000

Bildiğimiz egemen aydın tipi , devletin ajanı olan tipidir. Bu söylediğim çevrelerin, bir şekilde karşısında suskun duruma düşmektedir. Ne yazık ki isteseler de istemeseler de bir şekilde varlıklarından ötürü almış oldukları devlet eğitiminden ötürü bu savaşın sürmesi için bir anlamda katkı sunma konumuna da geliyorlar.

Tamamı için tıklayın

"Yalnızlığımızı çok iyi korumamız ve yalnızlığımıza iyi davranmamız lazım. Yalnızlığımızı zehirlememeli, içimizdeki gürültüyü susturup aşkı uyandırmalı ona sahip çıkmalıyız. Ruhumuzla beynimiz arasındaki o köprüyü her an onarmamız gerekli. Parçalanmışlığımızı en asgariye indirmemiz, yabancılaştığımız anda hemen kendimizi sorgulamamız, nerede yenildiğimizi, nerede kendimizden kopruğumuzu çok bilinçli ve berrak bir algıyla farketmemiz gerekiyor. Algımızın berraklığını koruyabilmemiz için kendimizi sanatla, şiirle, resimle sürekli beslememiz gerekiyor." Tamamı burada...

"Barış" Dergisi 4. sayı kapağı

Sayfalar en iyi I.E 5.x ve 1024x768 çözünürlükle görülebilir. Site hakkında görüş ve eleştiriler için:webmaster@cezmiersoz.netTasarım:KalanNet