|
7/13 |
|
|
Aşk Ölümcül Bir Hülyâdır
Hülyâ tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor sıla
Sıla da garibin omuzlarına
Güvercin gibi konan
Sadağında mumçiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
Saçları darmadağın
Bitişik bir hicrândır.
Ne fettan sarayların
Bitişik cilvekâr yalnızlığı
Ne de bezirganları küçümseyen sultandır.
Gezinir içimizde hülyâ tatlı bir andır.
Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara
Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler
Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden
Onlar da tanyerine bakıp hülyâyı bekler.
Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir
Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan
Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan
Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir
Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi
Gönül, safkan bir vefa atlasında şahlanır.
Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi
Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır.
Kum, yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel
Ay öper eğilerek çölün yanaklarını
Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi
Bir saye-ban altında yürür hazinesine
Kâh takılır uzaktan bir belanın sesine
Kâh yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır.
Bin tepede bayrağı dalgalanır Leylâ'nın
Oysa aşk, karanlıkta ölümcül bir hülyâdır.
Nurullah Genç
|
28 |
defa okundu |
3 |
defa tavsiye edildi |
0 |
defa yorumlandı |
7
|
üye antolojisine eklendi |
|
|
|
|
|
|
|
|