Aşk Ölümcül Bir Hülyâdır
Hülyâ tatlı bir andır Süzülür dibine selvi ağaçlarının Zambakların, sevda çimenlerinin. Dağlarda duman duman tütüyor sıla Sıla da garibin omuzlarına Güvercin gibi konan Sadağında mumçiçeği serzeniş Mızrakları cazibesiyle kıran Saçları darmadağın Bitişik bir hicrândır. Ne fettan sarayların Bitişik cilvekâr yalnızlığı Ne de bezirganları küçümseyen sultandır. Gezinir içimizde hülyâ tatlı bir andır. Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden Onlar da tanyerine bakıp hülyâyı bekler. Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi Gönül, safkan bir vefa atlasında şahlanır. Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır. Kum, yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel Ay öper eğilerek çölün yanaklarını Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi Bir saye-ban altında yürür hazinesine Kâh takılır uzaktan bir belanın sesine Kâh yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır. Bin tepede bayrağı dalgalanır Leylâ'nın Oysa aşk, karanlıkta ölümcül bir hülyâdır.
Nurullah Genç



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...