|
7/7 |
|
|
Hüsn-ü Aşk
Başım, ki fırtınalardan bu anda kurtuldu,
Senin dizinde nihâyet biraz sükûn buldu...
Dalınca alnımı kat kat genişleten siteme,
"Neden bu vakte kadar bekledin, zavallı?" deme;
Şikâyet etme, sakın boş geçen zamânından.
Geçen zamanla ne eksildi hüsn-ü ânından,
Geçen zamanla ne kaybetti rûhumun güneşi?
Muhabbetim de, cemâlin de lâyemûtun eşi...
Gelince hüsn ile aşk, ansızın, nazar nazara
Bir ân içinde döner karşılıklı aynalara.
Zaman, mesâfe bu sonsuz hayâl önünde nedir?
Ne hükmü var ki, bütün kaybımız beş on senedir!
Dehâlar ölse de mısrâlar ihtiyarlamaz;
Güzelliğin de senin böyle tâzedir kış, yaz;
Nasıl duvarda değişmeksizin durursa resim,
Nasıl güzelse Boğaz her saatte, her mevsim...
Diler beşikte görünsün, diler mezâra yakın,
Yanan gönüllere ilhâmı bir gelir aşkın.
Büyür çınar gibi zahmetle şanlı sevdâlar;
Bahâra geç kavuşur, sevgilim, büyük dağlar!
Faruk Nafiz Çamlıbel
|
68 |
defa okundu |
0 |
defa tavsiye edildi |
0 |
defa yorumlandı |
15
|
üye antolojisine eklendi |
|
|
|
|
|
|
|
|