|
14/15 |
|
|
Susmamı Dinle
söz eğrisinde sözünü bulan
ağrıyan harflerin ortaklığında
sus ve susmamı dinle
aklımın bir köşesi ölmüş çiçekler gibi
sana uzanan gözlerin mezarlığı
nasıl atarım nasihatini
korkusuz düşman gibi içimdedir
ruhumu her gece dolaştıran şey
dallarına uçuk köpük yapışmış
bir aşüfte kadın kokusu
şehrin yalnızlığını dolanıyor her gece
büyüdükçe kafasını sıkıyorlar insanın
evlerin çatısına çarpıp düşen
bir yavru serçe gibi yaşamak
beni de boğuyor yarasalar güneşte
şekersiz çay gibi tatlanıyorum
yanık yüreğin kana bulanmış coşkunluğu
oda arkadaşımın aklındaki çiviyi
söke söke erittim bu dişleri
intihar etme
düşersin
eline sarıp sarmala kalemi
hatırlayışın kabul görsün
konuşunca sanırım
eşikte ışığını unutmuş bir sevgili
dinle
sabırsız kuşlar gibi düşüyorsun toprağa
tokmağı kin tutar gibi tutma
canıma kasteder
beni uzağa düşürür ölüm
kimseyi acıma boğmadım
boğulmadım acısında kimsenin
kimse birbirini anlamadı
acı anlaşılmadı
yakamda ıslak kalmasa bu heyecan
korkarım
bu güneş kanımı kaynatacak
bir şehre at nefretini yorgun
tut kıvraklığımı
ayaklarıma savur
parıldıyor yıldızlar kanıma girdiğinde
sana acıların en tatlısını
vermeye engeldir nefret
taş kafeste sabrı büyüt ömrünce
sus
güneş kıpkırmızı batacak yine
bir şairi şiirine gömdüler bugün
Mehmet Şamil Baş
|
219 |
defa okundu |
7 |
defa tavsiye edildi |
0 |
defa yorumlandı |
12
|
üye antolojisine eklendi |
|
|
|
|
|
|
|
|