Soru
şehrin damarları ılık bir ilkbahar günüydü
ve nefesi portakal
ve yasemin kokardı
...
adımlarım ilerliyor yavaşça güne doğru
ümitsizliğin verdiği acı artık
artık bir doğum sancısı seğirtip zonklayan bilincime
nietzsche misali kör baktırıyor gözlerimi
sormak
herşeyi yeniden sorgulamak gerekiyor
...
ölümün rengince beyaz bir mersedesle
takipliğimin korkusu ardımda esiyor
gündüzünde ise bu kahrolası yalnızlığımın
eşine bir tek senin
senin esmer ve de ada kokulu omuzlarının
erotikliği sinmiş dostum
içim geçiyor
...
tükürülecek onca pislik varken
yalvarması yok mu bu insan uzuvluların
doyuncaya kadar bu lanet düzende
kusmak geliyor içimden yüzlerine bazen
bırakmalı diye düşünüyorum
ne geçti ki elimize dillendirince soruları
saçımızın dökülmesinden başka
kimse gerçekten cevap vermedi aslında
hep kendi s.klerine gitti elleri birer dakika sonra
kadınlarsa zaten hiç yoktular sadece
içi küçük burjuva dışı bacı
aptalların en çirkinleri vardı
zaten çoğumuz da
güneşi kıçımızdan doğurmadık mı
...
bak birazdan duyacaksın sesimi
yeni geldi tamirden sazım
sen de
öğren bir gün gitar çalmayı
ya da öğrenmişliğinle gel
hiç söylenmemişleri
yahut iğdiş etmeden bu kez ve son kez
bildiklerimizi
çalalım hazirana doğru
yürüsün sesinle o berrak su
hiç ayak basılmamış
doruklara doğru
kabarsın durmasın taşsın
beklemenin nihayetinde benliklerimizdeki arzu
tırnakların geçsin sırtıma
bedenin kırmızıya dönsün
yokolup gitsin yalnız çağların korkusu
(21 Mayıs '97 - Aydın)
Murat A.Çiçek
www.intersiir.com <--- Şiir alemine geçit...
|