Suskun
Sus, kimseler duymasın. Duymasın ölürüm ha. Aydım yarı gecede Yeşil bir yağmur sonra... Yağıyor yeşil. En uzak, o adsız ve kimselersiz, O yitik yıldızda duyuyor musun? Bir stradivarius inler kendi kendine, Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil. Önce bendim diyor ve sonra benim... Ölümsüz, güzel ve çetin. Ezgisidir dolaşan bütün evreni, Bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları. Canımı, tüylerimi sarmada şimdi Kendi rüzgarıyla vurgun... Sarıyor yeşil. Rüya, bütün çektiğimiz. Rüya kahrım, rüya zindan. Nasıl da yılları buldu, Bir mısra boyu maceram... Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, Bilmezler nasıl sevdik, İki yitik hasret, İki parça can. Çatladı yüreği çakmaktaşının, Ağlıyor gök kuşaklarının serinliğinde Çağlardır boğulmuş bir su... Ağlıyor yeşil. Yivlerinde yeşil güller fışkırmış, Susmuş bütün namlular... Susmuş dağ, Susmuş deniz. Dünya mışıl-mışıl, Uykular derin, Yılan su getirir yavru serçeye, Kısır kadın, maviş bir kız doğurmuş, Memeleri bereketli ve serin... Sağıyor yeşil. Aydım yarı gecede, Neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat, Ve Sezarsa, bir ad, yıkıntılarda. Ama hançer taşı sanki Koca Kartaca! Hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne Bak nasıl ağlıyor, yiğit, Binlerce yıl da sonra Ağlıyor yeşil. Vurur dağın doruğundan Atmacamın çalkara, Yalın gölgesi. Kuş vurmaz, tavşan almaz, Ama aç, azgın Köpek balıklarıydı parçaladığı Bak, Tiber saygılı, suskun. Bak nilüfer dizisi zinciri. Bunlar bukağısı, kolbağlarıdır, Cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi, Ve ilk gerillası Spartakus'un. Susuyor yeşil. Sus, kimseler duymasın, Duymasın, ölürüm ha. Aymışam yarı gece, Seni bulmuşam sonra. Seni, kaburgamın altın parçası. Seni, dişlerinde elma kokusu. Bir daha hangi ana doğurur bizi? Ruhum... Mısra çekiyorum, haberin olsun. Çarşıların en küçük meyhanesi bu, Saçları yüzümde kardeş, çocuksu. Derimizin altında o ölüm namussuzu... Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor. İlktir dost elinin hançersizliği... Ağlıyor yeşil.
Ahmed Arif



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...