Kızım Berfin'e . . .
Berfinim, içimin güler yüzü, yaşanılası iklimim hoşgeldin. (adımın çapraz yazılması kimin umrunda... denize düşen yılana öykünür biraz da...) bir aralık sızıverdin işte ömrümüzün en gevrek zamanı... çıt diyor kırılıyoruz, öfke kadar saydamız o zamanlar ve kırılgan bıçak kadar! kızım demeyi öğrettiğin için o tanrısal kokun ve gülüşündeki baban için ki hala zilleri çalıp kaçmak istiyorduk yarım yamalak aşk kırıntıları tabakta bırakılmış, yazık atılacak bir sevda haritası, hatta el değmemiş delilikler istiyorduk... çocuktuk daha büyümeye direniyorduk, iş toplantılarında lolipop zamanlar düşlüyorduk ama sızıverdin işte... bir avuç yeşil gevrek rokaydık, mayışmamıza bir limon yetecekti... biz garsonu bekliyorduk, sen çıkageldin... hoşgeldin berfinim... kızım kızgınlığım... bilmiyorduk daha, objektiflerin objektif olmadığını, ikimize yeter sanıyorduk ikimizin toplamı, meğer doyurmak çok zormuş içimizdeki hayvanı... habersiz geldin, kusura bakma ortalık biraz dağınıktı... şimdi hemen toparlarız sanıyorduk, olmamıştık daha... işin zor kızım, hem büyüyecek hem bizi büyüteceksin... baban mı var, derdin var kızım... hoşgeldin kızım, içimin gülen yüzü, hoşgeldin...
Yılmaz Erdoğan



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...