Gözlerin Cennet Çiçeği
Gözlerin cennet çiçeği Gönlüm cehennem ateşi Eğer sevdiğine köle olursa gönül Nuh tufanına kucak açarmış Lakin arfatın gerisi cinnet Kalk güzeller güzeli yüreğim sana tutsak Derdine pusatlandım çilen gün oldu bana Sen ki sevdaların şahı garip gönlümün ahı Dileğim sen kerbelam sen muradım sen Dönsed e dünya kendi başına ben dönmezem yolumdan Dolunaya güneş denktir ülgere kutup yıldızı Ağla ey şafak türküsü kaderim boynuma yafta Hükmü darimiş merger Boynumda yay kirişi Şer mi yağıyor yerin yüzüne Karanlık bastı başımı Sevdam yankılansın vadilerinde ey anadolum İğde çiçeğinde gizli özüm Sarı papatya ki el eder sen gibi Alıpta sineme sarasım gelir Her koklayış bir acı her dokunuş bin ölüm Zaman dokuz başlı ejdarha Sen bana düşman bense bana Yüreğim kaf dağına sürgün Ruhum tur dağında esir Deli eyledi zaman Bir acı ki dizlerim duymasa da bedenim Parmaklarımda öldürdüm isyanımı Şimdi sokak aralarında gezerken Duysam da topal seslerini Uyuşmuş bacağım duymayan parmaklarıma rağmen Bu dönek dünyadan dimdik geçmek zorundayım Koy yal verdiğim ekmek verdiğim köpeklerde arkam sıra ürüyüp dursun Şimdi gecelere çivi çakar oldum Ağlama ey şafak türkülerim ağlama Gece mavisi sevdalarımı çığlık çığlığa çaldırırken göklerden Huzur benim deseydim vallahi düşünmezdim ey ölüm.
Aşık Sefai



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...