Hayat Bana Yalan Söyledi
İlk kez hesaplaşıyorum kendimle... Tuhaftır kalemi, kâğıdı ve seni Onca sevmeme rağmen, Sana ilk kez yazıyorum... Şimdi sen yoksun, seni düşünmek var. Çocukken de seni düşünürdüm her gece, Radyo dinler, şiir yazardım, Her çarşamba pazara giderdik annemle, Babam maaş aldığında baklava yerdik. Dondurmayı da çok severdik, Ablam üç top yerdi, ben iki top, Yalnızca bu yüzden kavga ederdik. Oysa, oysa hayatımın vazgeçilmeziydi ablam, Onun da yüzü hiç gülmedi, Hayırsızın birine kaçıp mahvetti hayatını, Aklımdan hiç çıkmaz gittiği günkü karanlıklar. Hüznümü büyüttüm o günden beri, kendimi değil, Gözlerimde hâlâ bir çocuk ağlar, Düşlerimi gezdirdiğim bulutlar, Bir tohumun özlemiydi çiçeğe, Ve hâlâ kulaklarımda annemin sesi, Bitirsen şu okulu, bir işe girsen... Şiirle karın doymadığı doğruydu, Bak Cemil okudu mühendis oldu, En güzel kızıyla evlendi Üsküdar'ın, Evini de aldı arabasını da... Ben ise bağlama çalardım kendi halimce, Sesim güzelmiş öyle derlerdi, Nereden bilirdim, Hep hüzünlü türküleri söyleyeceğimi? Hayat bana yalan söyledi. Mektuplar yazardım Almanya'da ki abime, Okulu bitireceğime söz verirdim, Masum düşlerimin o en sürgün adasında, Bakışları uzaklara dalıp giden şarkılar Ve mevsimsiz solmuş bir çiçek gibi, Ayaklar altında nasıl ezilirse umut, Benim de güneşimi işte öyle çaldılar. Öyle tutsak aldılar sevinçlerimi. Sensiz geçen her günü hesabıma yazdılar, Şimdi öyle uzak ki... Çay içip simit yediğimiz o günler, Kardeşine karne hediyesi, uçurtma yaptığım günler Öyle uzak ki... Oysa saçaklarda titreyen bir serçenin, Ekmek tanesine kanat çırpması, Ve bir anne duası kadar içten sevmiştim seni. Fener stadında Beşiktaş maçı, Ve parasızlığımız devam ederken, Bütün mavilerimi sana vermiştim. Kaybetmek alnıma yazılmış sanki Olmadı bir tanem... Hayat bana yalan söyledi. Babanın tayini çıkıpta gittiğiniz o kış, Yine pençe yaptırmıştık ayakkabılarımıza, Sana söyleyememiştim ama, işten ayrılmıştı babam, Kapanmıştı çalıştığı lokanta. Senet zamanları daha bir çökerdi omuzları, Ve akşam trenlerinin işçi yorgunluğuyla Daha bir uzardı raylar. Sitemlerim bileylenmişti hayata, Öfkeli bir yanardağ isyanlara uyanmıştı, Üstelik, üstelik sen de yoktun artık, Oysa, yalnızca sen öpmüştün gözlerimi, Bir yanı hep eksik kalmış çocukluğumun. Aslında her insan yenikti hayata, Ve birazda küskün... Son trende kaçınca istasyondan, Öyle kala kalırdık yorgun ve üzgün, Kendime düşmanlığım bu yüzden, Hep kendime pişmanlığım... Şimdi her şeyim yarım, Fotoğrafının arkasına ne yazdığımı bile çoktan unuttum. Bir silâhım olsaydı, bir silâhım, Yoksulluğu sakağından, Kaybetmeyi kalbinden, Ve sensizliği alnının tam ortasından vururdum. Düzmece duygular harcım değildi, Uzak denizlerin fırtınasıydım, Karlı dağların kekliği... Yoksuldum yoksul olmasına ama onurluydum. Şimdi ne sen varsın, ne o eski sevdalar, Olsun, üstüme devrilse de bu sağır karanlık, Akşam olur şairlere gün doğar, Bir kerecik söyle demiştin, söyleyememiştim hani İşte şimdi söylüyorum: Seni seviyorum.
Fatih Kısaparmak



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...