Yük ve Eşya Taşınır
haftasonu olurdu, yıkanır taranırdım
yalvara yakara arabayı ustamdan alırdım
yıkama-yağlama da bir güzel parlatırdım
sonra sana doğru yola çıkardım
haftalığım cebimde
yüreğim elimde
levha takılırdı gözlerime
'Yük ve Eşya Taşınır'
çıkarır yan koltuğun altına saklardım
her nedense biraz utanırdım
ne günlerdi o günler
çırpına çırpına yaşardık
sanki
ayaklarından bağlı güvercinler gibiydik
kapınızın önünde kornaya basardım tam üç kere
öyle anlaşmıştık birbirimizle
sarı badanalı evinizin birinci katındaki
mutfak penceresinden sarkınırdın
ıslak olurdu saçların
bilirdim ki daha hazırlanmamıştın
bir sigara yakar ve rüyalara dalardım
seni beklerken böyle burada anlardım
seni bulmamış olsam arardım
seni öylesine değil ölesiye seviyordum
sen olmasan yanardım
ne günlerdi o günler
koştura koştura yaşıyorduk
bir aşk filmi çeviriyorduk
sanki
bir tek duvarlarda afişlerimiz eksikti
çok sabahlar işe gittim uyumadan
çok azar işittim ustamdan
malı yanlış adrese verdim seni düşünmekten
elden ayaktan
yemeden içmeden düştüm aşkından
çok zamanlar hayata fena küstüm
ne günlerdi o günler
yüreğimiz bir deniz gibi
fırtınadan kim korkardı?
köpük köpük kahve gibi kabarırdık
sanki
gerçek olacak bir faldık
izin alırdım annenden
namuslu kadındı
çok korkardı adının lekelenmesinden
başımı yerdi tembihten
elele bile tutuşamazdık yolda yürürken
dondurmacıda dizini okşardım
masanın altından
ve ateş dökülürdü yanaklarımızdan
hiç baştan çıkmadan
annenin söylediği saatten önce dönerdik
başımız dik olurdu
yüreğimiz eğikti her an
vedalaştığımızda
okunurdu gözlerimizde bir isyan
işte biz birbirimizi böyle sevdik
ne günlerdi o günler
çırpına çırpına yaşardık
sanki
ayaklarından bağlı güvercinler gibiydik
şimdi yüreğimin camında
anılarımın kapısında
asılı sallanıyor
'Yük ve Eşya Taşınır'
bu küçük levha bir yaşam anlatıyor
Murat Kayalı
www.intersiir.com <--- Şiir alemine geçit...
|