Ağıt ve Raks
Ben oyumu felakete veriyorum şeyda sana dönük yanımda çengiler mat oluyor saadet-zedelerin morga çevirdiği bir dünyada bana alevden kostümlerle dans etmek düşüyor ve şeyda ben oyumu felakete veriyorum Yolum uzadıkça kabaran direncimi her düştüğüm yeri öperek bileyliyorum kolay gele demek de nerden çıktı şeydam gürbüz doğumlarda bir nice ananın harcandığını imbatla gelenin kabayelle gittiğini biliyorum senin aldanmak dediğin bana merhem oluyor gördüm kışı zorlu geçmeyen yılın baharını da saksıya dikme gülleri ilk güneşle soluyor işte bu kısrak yokuşta çatladı demen için şeyda dünyanın tüm düzlüklerine kin besliyorum. Geç bi yol, nazlı güleryüzlü şiirler yazamam ben esenlik şölenleri bitti vakt-i cerağanda vakt-i kahırda hüzün fasılları demidir bu dem gör ki raksederek ağlamak da varmış hesapta ama ne Raks'ı ne Ağıt'ı ben Endülüs'ü evetliyorum Artık bol kahkahalı çok şükürleri bıraktım esenlik bildirilerini harcıalem mutlulukları denizi uslu gösteren kartpostalları yaktım fakat şeydam bir avuç külü yakamadığım için ben oyumu felakete veriyorum.
Mustafa İslamoğlu



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...