İspanyol Meyhanesi''nde Seni Aradım
Bu akşam Bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde Sonra akvaryumlu meyhanede balıklara sordum seni Canım kıyasıya sarhoş olmak istiyordu Yokluğun bir karanlık gibiydi içimde Ağır ve dayanılmaz... İspanyol Meyhanesi'nde tahta masalara yazdım adını Sonra şarap döküp üstüne çok çok öptüm. Bilsen ki şarap dudakların kadar vefasız değildi. İspanyol Meyhanesi'nde Seni içtim toprak kadehlerden yudum yudum Önce bir serinlik sardı kanımı İliklerime kadar üşüdüm Sonra bir büyük orman yangınında eridi dudaklarım Ve bütün sokaklarında İstanbul'un Gece sabaha dek seni aradım. Ne yana baksam karanlıktı Oysa güzel kadınlar vardı masamda Kendinden emin kadınlar İnce uzun parmaklı, beyaz kadınlar vardı. Şarap bir yerde o kadınlar gibiydi İçtikçe başım dönüyordu. Şimdi bütün meyhanelerde kadehler Senin için uzanır yıldızlara Bir gitar alaca karanlıkta ilk serenadı Senin için yapar Madrit'te. Madrit'te şarap renkli horozlar ötüyordu Seni görür gibi oluyordum Boğazıma bir şeyler düğümleniyordu Üşüyordum, yorgundum üstelik. Soğuktu İspanyol Meyhanesi, loştu Ve şimdi bütün meyhanelerinde İstanbul'un Sevenler sarhoştu. İspanyol Meyhanesi'nde ne şömine vardı Ne uzun tüylü halılar... Ama içtiğim her kadehe Kokun sinmişti Başım dönüyordu İstanbul'u yıkmak geçiyordu içimden İspanyol Meyhanesi şarap şarap kokuyordu. Ben çaresizliğin böyle korkunç olduğunu Bilmezdim meyhaneye düşmezden önce Bir garson halime bakıp Anladı yıkılmış olduğumu Canım yeşil şarap istedi, sordum Yok, dediler Sonra gözlerin aklıma geldi Oturup ağladım. İspanyol Meyhanesi'nde Kadehlerce seni yaşadım. En güzeli seni sevmekmiş meğer Ölesiye, delice, korkunç Fırınlarda seni aramakmış ekmek diye Seni beklemekmiş en iyisi Ölümü bekleyen hastalara inat. Eski bir meyhane şarkısı vardı Bir türlü hatırlayamadım Sonra gözlerini düşünüp Kadehlerde yeşil yeşil yandım. Biliyorum, Bir gün sen de geleceksin İspanyol Meyhanesi'ne Bir gün sen de çılgın gibi sarhoş olacaksın Sevdiğimiz şarkıları söyleyeceksin sabahlara dek Yeşilköy'e bir güneş doğacak Şarapsı gecelerimizden. Ama yanımda kadınlar varmış, Ama inceymiş, beyazmış Güzelmiş üstelik... Sen yoksun ya, Ellerini tutamıyorum ya, Şarabı aynı kadehten içemiyoruz ya... İspanyol Meyhanesi'nde seninle ölmek varmış, Vız gelir dünya. Yorgunum şimdi, bitkinim Beni unut artık Söyle garsonlara Kırılmış bir kadeh gibi bıraksınlar beni. Şimdi İspanyol Meyhanesi'nde Bir tahta masada kaldı adın, Yere dökülmüş şaraplara güneş doğuyordu Seni unutmadım.
Turhan Ragıp Oğuzbaş



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...