Bitecek Elbet...
Neden böyle perişân, neden böyle nâ-çârsın? Sıkıntıyı görünce, hemen tüyüp kaçarsın Biraz yürekli olsan, bil ki dehşet saçarsın Izdırâb dolu günler, bir gün bitecek elbet... Yapayalnız kalınca, bükülüverdi belin Çek önüne bendini, arsızca coşan selin Nedir bu pısırıklık, tutar ayağın elin Vîrân olmuş hânende, ocak tütecek elbet... Akbabalar üşüşmüş, ha canlısın ha ceset Kartalca baksın gözün, sana kim dedi pes et? Kılavuzun kendin ol, kargaları ört-bas et! Bu bahçenin bağında, bülbül ötecek elbet... Tufayı görüp sindin, şu surata bak hele!... Âfet yemiş gibisin, andırırsın zelzele Bu mu sendeki mertlik, dayanamazsın yele... Uluttuğun çakallar, ine girecek elbet... Âh vâh etme boşuna, bir şeye çâre değil... Dirâyetini göster, kim emir verdi eğil? Şecaatli tavırla, ürksün karşında cehil Borusu çalanların, hükmü geçecek elbet... Köroğluysan boynunu, Bolu Beyi bükemez!... İfrit dahî uğraşsa, o sihrini ekemez!... Ocağına inciri, kat'iyyetle dikemez!... Seyreyle bak o zaman, himmet gelecek elbet... Senden meded bekleyen, kimler var şöyle düşün!... Sırası değil şimdi, gafletin ve cümbüşün Gâye âşikâr iken, ya senin nedir düşün? Kararan bu bahtının, özü gülecek elbet... Râm ol da buyruklara, bırak artık yalpayı!... Sözde hareketinle, sezdirirsin kolpayı Dürüst alır taksimde, dâimâ aslan payı Bu sâyede insanlar, Hakk'ı bilecek elbet... (21. 07. 2000 - Landsberg 03:35)
M. Engin Karatay



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...