Ben Ruhi Bey Nasılım - III
Ve her şey dönüştü işte Kahverengi bir çarşambadan Sapsarı bir cumartesiye. Ansızın bir rüzgar çıktı demin Çölde yanıt arayan alaycı bir rüzgar Kolalı bir örtü gibi acıtıyor yüzümü Yakıyor gözkapaklarımı da Toplayıp getiriyor anılarımı bir bir Uzun yolları hiç sevmeyen anılarımı. (Kaç türlü girilirdi anılardan içeri? 1 - İşte bir zambağın özsuyunun içilişi gibi 2 - Süt emer gibi bir memeden Bütün renklerin ve bütün kokuların bir anda bilinişi 3 - Dibini kazıyor alanlar: dünyanın iç çekişi. ) (Ansak mı anmasak mı Yeri mi şimdi değil mi Bir tren yolculuğunda ve her yerde Her şeyin ya da hiçbir şeyin hiç mi hiç çekilmezliğini Bir hafta tatilini, bir öğle vaktini, belki bir pazartesiyi Saatler iyi Adamlar gülüyorlarsa iyi, gülmüyorlarsa gene iyi Ve bütün yolcuların dalgın Koparıp koparıp bir şeyler yediklerini Görünüşte kararsız Görünüşte üzgün, endişeli Görsek mi acaba, görmesek mi Açıp da kapalı gözlerini arada Şöyle bir görünümü tek bir solukta Yalandan, inatla içine çekenleri Ya da bir köprüden geçerken, bir tünele girerken Belirtip yüzlerinde çok görmüşlüğün izlerini Bir tilki çevikliğiyle, acele Katarak yolculuğa hiç yoktan bir gizemliliği Bilmem ki, görmesek mi Durunca tren bir istasyonda Dudakları çatlamış, ateşli, hasta bir istasyonda Dünyanın bütün elma satıcılarına bakıp Bakıp da her şeyi ilk defa tanıyormuş gibi Uzanıp pencerelerden sarkık gerdanlarıyla Tutarak parmaklarıyla yalancı Ve ucuzundan bir kolyeyi Acaba görmesek mi Bir treni ve dünyada tren olan her şeyi. Ansak mı anmasak mı acaba Yeri mi şimdi, değil mi Sırasını bekleyen bir kadının, hasta Gereğinden fazla abartılmış yüzünü Besbelli iğrenirdiniz Çevirirdiniz gözlerinizi yer tahtalarına Bir duvar saatine ya da kapıya Telefona bakardınız, tırnaklarını incelerdiniz uzun uzun Kısaca Kaçınmak isterdiniz o yüzden -ama bitmedi- Gördünüz, görüverdiniz bir daha Sıyrılmış acılardan ansızın Sevecen, durgun, sade O yüzü Belki de, orda, acele Karar verdiniz Bir anneniz olsun isterdiniz böyle Ve belki sarılıp öpmek isterdiniz onu Her neyse... Söylesek, yeniden mi söylesek şimdi de Ben uzun yolları hiç sevmem Doğacak bir çocuk gibi beklemeli anılar Ansızın doğmalı, ansızın ölmeli saniyelerde.)
Edip Cansever



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...