Gece Mavisi
Uykusuzluk yırtmış gecenin çehresini... Yorulmuş martıların şarkısı da limanlarda artık... Dalgalar, eski bir suzişiyi çırpınıyor karanlıkta... Susmuş öylece her ses, her nefeste... Ay ışığı susmuş... rengini dinliyor... Bense oturmuşum bir gözden ıraklığa... Ayrı durup her saniyeden... Saklambaç oynuyorum... Çocuksu kalmış yakamozlarımla... Aslında avutmak içindir... Bakışlarımdaki savırganlıkta... Yitirilmişliğimi avutmak... yitirmişliğimi değil... Bilirim, gayri çürümüştür duvarlarımda yas almaya... Ve artık erguvan bitmez diplerinde ikindi serinliğimin... Artık, kelebekler üşümez her sabah tenimde... Ve zaman, geri dönmez beni terkettiği güne... Ve bir yutkunma daha... ölür tüm güzelliğiyle içimde... Bir kardelen daha solar, bir gül yaprağı düşer üstüne... Ve gözlerimde, dize gelir bir akşam üstü kızıllığı... Küçük küçük... ağlarım orda yedi rengini baharın... Süzerim pörsümüş hayallerimi gözyaşlarımdan... Bir ateşki... kor damlar... acıyıp sıksan... Ve suskundur, yüzüde artık güvendiğim Nisan yağmurlarının... Suskundur yüzüme, ve resmine, bekleyip her içime çektiğim anın... Ve çalıntı duygular saplanmaya başlar yine her yanıma... Pusu kurar acımasızca içimde seneler... Ah bir bilseniz... o anda... Dar gelir nefes almaya bu şehrin sokakları... Dar gelir... Ve bir sabah daha doğar, umarsız kalmış yanıma... Ve ben... sehere kaptırırım tüm bildiğim nameleri... Ve öylesine unutulduğum bu sahilden... Göz kırpıp ufka... Itır katarım hüznüme azıcık... Ve güneşin doğduğu yerden, utangaç bir avuçla... Öylesine... bir yudum... alırım...
Abdullah Tülek



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...