Hayat Bir Şarkıdır
dönülmez akşamın ufkundayız
diye çalıyordu dumanlar arasındaki teyp
kaldırdı kafasını yukarıya
ihtiyar görünüşlü adam
baktı aynada kendine
sen misin o dönülmez akşamın ufkundaki
diye sordu aynaya
bir sure bekledi
aynadaki görüntüsüne kızdı
sensin sensin işte dedi
vaktin var mı sanıyorsun daha
için genç olsa da dışın yıpranmış
sonra daldı aynadaki görüntüsüne bakarak
birden genç bir adam belirdi aynada
ihtiyar adam sevindi birden işte işte dedi
işte ben buyum yalancı aynalar
gülümsedi neşesi yerine gelmişti birden bire
kültablasındaki yalnızca filtresi tüten sigarasını aldı
yenisini yaktı onun ateşiyle boğazı kurumuştu
yarısı içilmiş su bardağını neşeyle dikti başına
dikerken yan gözle baktı aynaya
aynadaki görüntü değişmişti şaşırdı birden adam
sen dedi sen döndün mü bana yeniden
sadece donukça bakıyordu hayaldeki kadın
uzattı elini aynaya adam tut dedi ne olursun bu defa tut
ve bırakma beni beraber gidelim nereye gidersen
hayal kadın çıktı yavaşça aynadan
okşadı adamın kırçıllı uzamış sakallarını
hemen keserim dedi adam hemen keserim
sen sevmezsin benim sakallı görünüşümü
hemen bir jilet buldu telaşla traş sabunu da yok ama
su var şurada diyerek acele ile suratını ısladı
aynaya bakarak traş oluyordu gencim hala
aynalar demin yanılttı beni dedi içinden
sevdiği hayali arkasında seyrediyordu tebessümle
gözlerini kaldırdı tebessüm etti ona
aceleyle traşını bitirdi bir havlu parçası ile
sildi yüzünü işte dedi işte sevdiğim sevdiceğim sen
yine yanımdasın yine benimlesin
biliyordum beni bırakmıyacağını çok mesudum
gel gel güzelim dedi gel söyle
hayali kadına sandalyeyi uzatarak
sen bir dakika otur ben şimdi hazırlanırım
yine eskisi gibi gezeriz elele gönül gönüle
acele ile dolaptaki solgun elbisesini aldı giyindi
kravatını taktı aynaya bakıp eliyle
kalan son birkaç saçtelini düzeltti
gülümsedi aynadaki gür saçlı genç görüntüye
nasılda korkuttu beni yalancı ayna dedi hafifçe
kendinin bile zor duyabildiği bir sesle
sonra sevdiğine döndü hazırım sevgilim dedi gidebilir miyiz
kadın koluna girdi adamın ve yürüdüler
arkalarında teybin sesi kaldı
'bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç'
yürüyordu yüzünde mesut ve mutlu bir gülümseme ile
kolunda sevdiği kadınla gezmeye çıkmıştı
yolda kendisine şaşkınlıkla bakanları görmüyordu gözleri
anlatıyordu sevdiğine aklından geçenleri
dilinin döndüğünce dünya boşalmıştı
yalnızca onlar vardı dünyada
sevdiğini kırlara çıkardı negüzel kır çiçekleri açmış sevgilim dedi
hayali kadına oturdular bir ağacın gölgesine
kadının beline sarılarak başını göğüslerine yasladı adam
gözlerini kapadı ve daldı mutlu huzurlu bir ifade vardı yüzünde...
* * * * * * * * * *
sabah çayını içerken günlük gazeteyi açtı genç adam
biraz karıştırdı haber ilgisini çekti
bak hayatım dedi eşine sana ne okuyacağım
okumaya başladı haberi
'karaca ahmet mezarlığında hazin ölüm' diyordu başlık
devam etti genç adam okumaya
10 sene önce kaybettiği eşinin mezartaşına sarılarak
son nefesini veren bir ihtiyar adamdan bahsediyordu haber
bir de resmi vardı adamın resmi eşine gösterdi
duygulanmıştı ikisi de elleri birbirini aradı
kenetlendi eller sevgi dolu bakışlarla baktılar
gözlerinin içine tebessüm ettiler
yakınlardaki caminin hocası selâ veriyordu
........hakkin rahmetine kavuştu
cenazesi......camiinden alınarak
.....namazını müteakip
ebedi istirahatgahına defin edilecektir
dost ve akrabalarına duyurulur
(25.09.1999 - Bandırma - 11:30)
Emir Kaptan
www.intersiir.com <--- Şiir alemine geçit...
|