Ölü Evi
Bütün katmanlarında dünyanın Kanla oyuldu tabut, içinden ev doğdu Baba! sular sesim, gizli mücevherim Topla günahlarını, ipucu bırakma yatakta Öyle bir melek saadet merdiveninde Nasıl da nazenin, sağlam tutamaklarında ailenin Haksız tutanaklarında eve geç gelmelerin Akşam yemeklerinde çatal-bıçak Yatak odalarında kılıç-kalkan Çılgın bulutlarımın yağmura yoğrulduğu çarşaflar Babam: son nefeste başlayan maratonum Beni ancak cenazeyi en önde taşımak paklar Şöyle bir dokunur mezartaşına şövalye dansım Savaşsa savaştır, omuzlarımda kalır Yılların ağırlaştırdığı düello Ki savaştır tutsak çocukluğun uykuya geri dönmesi Tekrar dönmesi parka ve salıncaklardan Senin darağacını kurmayı öğrenebilmesi yavaştır Tırpandan ekinlerin hesabını sormak Musalla önünde duduk kanatırken İnce hastalığı kaba sonlara paylaştırırken kolaydır İlahiye elektro-gitar soloları fırlatsam Sanırdım isyan Kimin kin koleksiyonu birikmişse Ondan kaçıp eve koşuyordur oysa nisan Saltanatın uyuklarken bir soykırımın başucunda Bu soybitim gününde Yalandır: evde değiliz, başka mevsimin misafiriyiz Bu soybitim gününde Hadi ölümden de geç! tanrılardan celladını seç! Sahibini unuttu çünkü koza Saçıldı boşluğa haç ve hilal Sanki ne var, doğarken doğuramaz gibi insan Babam: dilimin şifresini hayra yormayan Doğuramam devasa yokluğunu bile İçlendikçe hiciv sırnaşır arza İçlendikçe alnıma dökülür sırat Hem mümkün müdür sakal bıraksın diye beklemek Sünnet düğünümde ertelediğin salâyı Cenaze töreninden de kaçırabilmek Mümkün müdür akranıyla kandırabilmek ölümü Koparmışken kan bağımı tarumar bedenimden Ben eksildikçe bırak boy atsın kuklalar Erdemlerle tokuştur son kez beni Sapı elimde kalır lanetin Yeryüzünün en yoksul şarkısını hemcins edindim ya Maraz açıklarıma demirledi, kapadı celse Tiksinti kıyılarına üryan koştum, son kez sordum Düzgün müdür dalgalar öte dünya disiplininde
Ayhan Kurt



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...