Benim Sevdam
Sustalı bir bıçaktı,
Bir tabanca mermisi,
Ya da pimi çekilmiş,
Bir el bombasıydı sevdam.
Hiç aşk üzerine yazılmış,
Şiirler, romanlar okumadım, ben,
Ve aşk üzerine söylenmiş,
Masallarda dinlemedim, hiç
Aşkını haykıramamış,
Mahcup genç kızların iplik iplik
Sevdalarını ve yangınlarını,
Dokudukları, kilimlerde de oturmadım.
Kenarları aşk mısralarıyla işlenmiş;
Süslü mendillerimde olmadı,
Benim için yere düşürülen galiba,
Ve bir genç kızın;
Bahar gibi ve bahar tazeliğindeki gönlüne,
Hiç doğmamışımdır güneş misali her sabah,
Benim renkli renkli süslü kağıtlara yazılmış
Ve bir kenarı sigarayla yakılmış,
Yangınları anlatan,
Aşka ve hasrete dair mektuplarımda olmadı hiç,
Yemyeşil çayırlarda hiç aşkı otlamadım,
Elele tutuşup dolaştığım, sevgililerimde olmadı
Bir genç kızın diri göğüslerine;
Başımı yaslayamadım hiç,
Ateş gibi yakıcı, harlı nefeslerini
Yüzümde, gözümde, kulak memelerimde de
Hissetmedim ne yazıkki!
Ya da bunların hayaliyle;
"Elbet bir gün buluşacağız"
Diye başlayan nihavend makamında;
Şarkılarda dinlemedim.
Parkların banklarına,
Ve kocaman ağaçların gövdelerine,
Adının başharfini yazabileceğim, sevgilim
Ve Delicesine sevdalarımda olmadı
Geceleri bir sevgilinin hayaliyle;
Ateşlenmiş başımı, bir yastığa koyamadım.
Bir hüzün gibi yastığımın altında duran,
Yürek yakan, hasretleri de yaşamadım.
Parmak uçlarımdan tutuşmadım.
Hiç kağıt gibi...
Yüreciğimi gümbür gümbür attıran,
Gördüğüm de nefesimi kesen,
Ve konuşurken yanında;
Yüzümü elmanın al'ı gibi kızartan lise aşklarımda,
Ama benim sustalı bir bıçak keskinliğinde
Bir mermi hızında,
Ve pimi çekilmiş bir bomba tahribatında;
Memleketim büyüklüğünde,
Memleket sevdalarım vardı.
Ve benim alemleri kuşatan,
Sevdalarımın konusu,
Sadık yarim, toprağım ve insandı...
Memleketimi sevdim.
İnsanlarımı sevdim, insanları sevdim.
Delicesine... ışığa koşan pervaneler gibi...
Memleketimi sevdim,
Onun insanlarını onların acılarını sevdim
Yoksulluklarını, hayata küsüşlerini,
Ve sarılışlarını, umutlarını sevdim.
Acıları jilet gibi yüreğimi çizdi ve kanattı
Oturup uçurtmasını yitirmiş çocuklar gibi ağladım
Gülüşlerini bir pamuk yumuşaklığında;
Gonca bir gül gibi gönlümde sakladım.
Umutlarını sırça saraylarda büyüttüm.
Binbir özenle herkesden kıskanarak
Ve onlar için direndim hayata,
Ve sadece onlar için savaştım.
Horlandım; ezildim, acımasızca kırıldım.
Paramparça oldum; bir izmarit gibi,
Sokaklara atıldım.
Tüm bu zulümlere ve yoksulluklara,
Hep umutla ve erkekçe katlandım.
Çünki benim memleket büyüklüğünde
Memleket sevdalarım,
Alemleri kuşatan, insanlık aşklarım vardı.
Ben memleketimin taşına toprağına,
Ve insanına nişanlandım
Ben milletimin kara yazısına nikahlandım.
Ve sadece ona sevdalandım güzelim,
Sadece ona sevdalandım...
(1998 - Edirne)
Ali Koç
www.intersiir.com <--- Şiir alemine geçit...
|