Waterloo'da Bir Dişi Kedi
O silik aynalarda şaşırdığım pis yüzüm daha çok insanlara benzeyen ve onlara hırçın çalgılar ansıtan yüzüm. Uykularım upuzun bir geçmişi yaktıkça ve o külle yıkandıkça ben durmadan utançla oğuşturduğum yüzüm. Zengin dul dişi bir kedi seviyor ya kucağında belki bu insanlara güvenimi doğuruyor durmadan ellerim bağlı da ondan bu belki yaşlı adamlar artıyor haykırışımdan kanatlarını bembeyaz çırpıyor kuşlar bir kadın vuruyor kuşlara kendini vuruyor vuruyor kanatıyor belki sonra da güneşin gövdesine yorgunluktan. o silik, eski, yalnız aynalarda kısaca insanlarda yani kuşları eskiten kan kurusun. Gürültülü bir intihar başlasın akşamla dinsin sen soyundukça geceye karışan hüzün dinsin dinsin benim çağdaş olmayan iğrenç yüzüm. Ayın parçalanışını bir dişi kedi gördü Waterloo'yu gördü bir asker, bir kahraman ama bizim için ne Waterloo, ne yağmur öncesi hüznü bir aptalca büyü uğraştırıyor bizi durmadan çünkü umulmadık bir şey oluyor artık insan bir şey, bir kahkaha sabahın karşısında ve yüzüm, o deşilmiş, o iğrenç yara artık kendine yürüyor kalkıp onlardan. (1963)
İsmet Özel



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...