Buğday
Düzüldü uçsuz bucaksız alay, Çıngıraklar çalar kapılarda Düzüldü uçsuz bucaksız alay, Bak, son hasad başladı rüzgârda Okundan ayrılmak üzere yay, Kuyuların ağzı genişledi Okundan ayrılmak üzere yay, Korku ta kemiğime işledi. Savruluyor gökyüzünde buğday, Gölgeler uzaklaşıyor yerde. Savruluyor gökyüzünde buğday, Tanrım! Tanrım! Bir deva bu derde. Düzüldü uçsuz bucaksız alay, Çıngıraklar çalar kapılarda Düzüldü uçsuz bucaksız alay, Bak, son hasad başladı rüzgârda Undan bize de pay, bize de pay, Koşun, buğday dağıtıyor Yusuf. Undan bize de pay, bize de pay, Çökmeden sonu gelmiyen küsuf. Eriyecek tencerede kalay, Çocuklar ağlaşmasınlar dağda Eriyecek tencerede kalay, Yetişmiyecek Ömer imdada. Altında aynı eyer, aynı tay; Arayıcısı herkes bir sesin. Altında aynı eyer, aynı tay; seferi aynı köye herkesin. Artık kuruldu bu kervansaray, Boşuna düşünür ihtiyarlık Artık kuruldu bu kervansaray, Şimdi seslerle dolu mezarlık
Orhan Veli Kanık



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...