Haliç
I Ve Haliç çocuk dişleri gibi dedim. Gülünce Çıkan. Esmer. Esmer uyanması gibi vücudumun Bir yerinin (bir deniz müzesinde iki foklu bir pelikanlı Ve korkunç hüzünler taşıyan Ve Eylül yüzlü. Eylül, bir çocuğun elinden tutmak gibi Fener'de (ki bir Ortodaks kilisesine devam ediyordur lacivert elbiseler giyer ve sarı düğmeleri sallanır rüzgarda ve yeni yeni ağarıyordur vakit ve çok eski bir kazı ki bir virgül gibi düşüyordur başaşağı Balat'a) Hava düştü Kağıthane tarafında diyorum sonra da Ve Eyüp'e bakıyorum. Eyüp'de su suya benziyor Bir ev bir eve. Bir yaprak bir yaprağa. Ve incecik çiziyor geceyi bir kağıt bir ağaç. Ve eski yeşil denilen bir yeşil Ve bir su çarkı (yavaş yavaş dönen. Bir atın çektiği gözleri bağlı. Sefil.) köprünün demirlerine yaslanıp bakıyorum sonra yirmialtı yaşımla arkamda asker elbisesi. Bıyıklı. Uzun yüzüm. Bir dağ istiridyesi gibi de sarı Belli bir kızı seviyorum ve hep geceleri çıkıyor. Bir balık geçiyor. Ben balığı yazıyorum. Balığı ve Ben ki ne zaman doğduğumu bir köşeye yazmamışımdır Ve hep kendimi götürmüşümdür gittiğim yer yere Ve bir sıkıntıya alt katlarda otura Ve hiç çıkmayan. IV Eski bir urba gibi kent. Eski bir urba gibi giyiyorum kenti Bir kadırgayı. Türlü seslerdeki bir saatı Sütlüce'yi. Sütlüce'deki bir avluyu Eski takvime göre ok atanları. Nişan taşlarını Ve bir yağmuru, yeraltlarını dolaşan. Yinimin Atlasında gidip gelen Ve kalan VI Uzuyor su. Kasımpaşa'da bir balıkçının tablası Nişancı Ahmet Paşa Çeşmesi. Çarklı bir Şirket-i Hayriye vapuru Ki yalnız Fener'e, Kasımpaşa'ya, Eyüp'e uğrar ve Elli hissesini Valide Sultan almıştır Ve hamalları Karahisarlıdır. Sudadır sonra hep gözleri Ve elleri. (.....) Ve incecik kemiği bir şiirin Bir deniz kıyısında
İlhan Berk



     www.intersiir.com  <---  Şiir alemine geçit...