Vahim Âkıbet
Vâkıâ urgun yemiş, heyhât sîne-i millet
İftiras addi içre, münâfî, şedîd illet
İğdâb ile mücerreb, ba'di cûş ile zillet
Hakedilmiş âkıbet, bu ahvâlin tâbiri...
Nerde müstemi' üznân, beliğ, âyân velvele
İktifâ eylemedi, çün evvelki zelzele
İmtizâcen uyuşmuş, neylesin ki kel, kele?
Nâ-çâr zümer-i gâfil, korkutamaz câbiri...
Can-hırâş eziyyete, bulunmazsa isâre,
Civanmerdlik, yiğitlik, bir lüzûmsuz ibâre
Çok yakında alınır, bu in'âm-ı iâre
Her şeyin olsa bile, olmaz bunun sâbırı...
İftâh eyle ayneyni, vazîfendir peyveste!...
Peşrev zamânı değil, yapıldı çoktan beste
Sebâtla müdâvim ol, can mevcûdken kafeste...
İzin kalsın göçmeden, bu Dünyâ'nın âbiri...
Murabbâ kimesneler, jâje-i kelâmdaysa,
Nasârâ kabûl görüp, el-pençe selâmdaysa,
Ham sofî misilleme, âşikâr melâmdaysa,
Engin der ki yakındır, Kâinât'ın dâbiri...
(28. 07. 2000 - Landsberg 01:10)
M. Engin Karatay
|
53 |
defa okundu |
15 |
defa tavsiye edildi |
0 |
defa yorumlandı |
12
|
üye antolojisine eklendi |
|
|
|
|
|
|