Şiir alemine gecit...  İSMET ÖZEL

Şiirlerinin listesini görmek için tıklayın.
23/47
Şiirlerinin devamı için tıklayın.

Evet, İsyan

Gececil Kuşların Ürkmediği Aydınlık

Geceleyin Bir Korku

Geceleyin Bir Koşu

Ils sont Eux

İçimden Şu Zalim Şüpheyi Kaldır Ya Kendin Gel Ya Beni Oraya Aldır

İnce Sızı

Jazz

Kaçış

Şiirlerinin devamı için tıklayın.

Henüz bu şiir için konu belirlenmemiş. Bu yüzden benzer konulu şiirler listelenemiyor.

Konusunu EKLE









Bu sayfanın
renk düzeneğini
isteğinize göre
değiştirmek için
TIKLAYIN


Ils sont Eux Ağır ceza reisi duruşmaya girerken safir bir göz yapışıyor kırmızı yakasına kırmızı yakaları var yargıç cübbelerinin Fransız ihtilalelinden kalma. Burslu okuduğu yıllardan kalma ceza reisinin garip bir tarafı var kaşlarını çatınca bir çocukluk dolduruyor yüzünü ürkünç bir uğursuzluk gülümsediği sıra. Garip bir tarafı var valinin makam arabasına binerken her seferinde bakır bir dudak karışıyor kırmızı saçlarına saçlarını parmaklarıyla taradığı zamanlar bu dudak öpüyor onu hain bir yumuşaklıkla. Safir göz görünmüyor yargıca kendini valiye vermiyor bakır dudak görmüyor alay komutanı tekmil alırken gömleğine bir damla civanın sızdığını bir gözyaşı, bir ukde anlamı kazanarak. Kimse görmüyor buruşuk pardesüsüyle bir babanın kırılgan bir yelpaze olduğunu akşam eve girince karısı katlanmış kilimlerle uyum içinde kolunu büküyor, dayıyor elini yanağına büyük kız kanepede bu ara bir göl gezintisine çıkmıştır kelebek ölülerinden bir ırmakta sürüklenmektedir lisebirdeki oğlan. Kız için sırlara karışmaktır bir gölün ortasında olmak erkek kardeşi bir türlü varamaz herhangi bir sırra… İki yanında neden akar binlerce bu kelebek? Binlerce kanatlı çekirge neden uçar beyninin yukarsında? Evde soba yanıyor önce çalılar geçiyor çocukların boğazından sonra ağaç kökleri yırtıyor damarlarını bütün ailenin. Dışarda soğuk safirden, bakırdan, cıvadan bir gece uçuyor gece uçarken kulaklarına dokunuyor bekçinin bekçi mavi zehir şiddetinde düdük çalarak bir soru soruyor karanlığa bütün cevaplar sendedir, saklama diyor karanlık ona bekçi en saklı yerinden bir banka broşürü bir piyango bileti çıkarıp gösteriyor copunu gösteriyor lisebirdeki oğlana sonra acılı olduğu açıkça anlaşılan bir kadına bıyık buruyor buruk bir sabah başlıyor acılı olduğu açıkça anlaşılmayan dünyada. Ağır ceza reisi santa luçia söylüyor traş olurken maiyet memurluğundan beri aksatmadan yaptığı gibi vali sabah sabah parlatıyor zaten pırıl pırıl olan siyah kunduralarını. Kışlada alay komutanı barakaların kar altında öksüz duruşlarına bakarak susuyor, söylemiyor bildiği tek şiiri "güzel olan hiçbir şey hülasa edilemez" demiş çünkü Valéry. Çünkü serbest düşünme zamanı geçti artık şimdi mesai saati disiplin kurulunun toplantısı var arşivde sicil belgeleri damgalanacak tayinler imzaya girecek teftişe gidecek generaller rüya, okşayış, Tevrat gibi kelimeler gündemin dışında. Yurttaşlar uygunadım çalışmalarıyla söktüler kariha yarımküresini yerinden bir pusula koydular açtıkları boşluğa titreyen, korkak ibresiyle bu pusula kuzeyi gösteriyor serbest düşünme zamanlarında ; safir bir göz görünce karıştırıyor yönü tırnaklarını yiyor bakır bir dudak ona yaklaşınca ; cıvadan bir gözyaşı bari olsun istiyor bütün mesai boyunca. Buruşuk pardesülü adam dalgın gittikçe daha dalgın, elinde cetvel masada hesap makinesi, pusula yetmiyor dibe dalmasına bağlıyor kalın bir urganla beline ağır bir sandık salıyor kendini yeşil yosunların kırmızı balıkların uçan kabarcıkların derinliklerine orada bir sandık buluyor yakutlar, altınlar, pırlantalar adam dibe inmek için beline bağladığı sandığını keşfediyor dibe ulaştığında. Öyleyse adamın eyvah ışıdı yüreği eve dönmesine gerekçe bulamıyacak bir daha. Eyvah çattı kaşlarını, ayağa kalktı yargıç elindeki kalemi gülümsüyor, kıracak! Atıldı öne, denize doğru lisebirdeki oğlan denize, yakuta, entegral hesaplarına. Kardeşim! diye haykırdı ablası arkasından fırladı kanepeden kopardı kafasını bekçinin safirden bir baltayla. Anneleri mutfakta kalan son bakır sahanı alüminyum olanıyla değiştirdi. Mesainin bitimine on kala istifa etti vali çamurlu bir yoldan yayan yürüdü sınıf arkadaşı olan nalbantın dükkanına. Alay komutanı oğlu için otomobil satın aldı Mercury marka. Kış geçti, öksürük haplarıyla geçti cumartesi hiçbirşey söylemeyen sözlere varmak için herşeyin sonuna kadar söylenmesi gerekti incir… yarpuz… karamela… la havle ve la kuvvete illa billah. (1981) İsmet Özel



21
defa okundu
1
defa tavsiye edildi
0
defa yorumlandı
0
üye antolojisine eklendi
arkadaşına GÖNDER
e-kart YAP
antolojine EKLE
yazıcından BASTIR
eleştiri, yorum YAP
Görüş, bilgi vb. EKLE
varsa, hataları BİLDİR

şairi için yapılmış bir web sitesinin linkini EKLE şairin biyografisini EKLE
şairini internette heryerde ARA hatıra, anekdot, bilgi vb. EKLE
bu şiirin şiir.net'ten silinmesini ÖNER bu şiirin konusunu EKLE
En son okuduğun şiirlerin listesini görmek için TIKLA
Bu şiiri antolojinize ekleyin. Bu şiiri bir cep telefonuna gönderin. Bu şiiri e-kart yaparak arkadaşınıza gönderin. Bu şiiri yazıcınızdan bastırın. Bu şiiri bir arkadaşınızın e-mail adresine gönderin.