Sevgili'ye
Ufkumdan perdeleri çekilen zamânın ardında,
Olimpos Zirveleri'nde doldurmak üzereyken mîâdını;
Kaybolmuş aşkların mahzenlerinde,
Unutulmaya yüz tutmuş,
Tozlanmış dokümanların arasından çıkardım Adın'ı...
Bir Alaturka Saat'in tepesine tünemiş Zümrüd-ü Anka,
Saat başı vird hâlinde yâdını
O yemyeşil gözlerini anlatmaya çalışan,
Hangi nota, hangi şiir, hangi destân;
Hezîmetle bitirmemiş ki maksâdını?
Sen,
Pontus Ülkesi'nin,
Rum'luğuna sâdık kalmamış, Peygamber hitâplı Kadın'ı;
Târih silecek mi,
Kaya gibi dişlerimde iz bırakmış, dudaklarının tadını? !...
*** Daha Belkıs tüylü topuklarıyla yaslanmıyorken Tahtı'na,
*** Sangarios Efsânesi, yazılmamış mıydı senin bahtına?
Say ki;
Alnın duvak görmemişken,
Gizemli Sunaklar'da,
Perili Konaklar'da
Benimle yatmadın!...
Say ki;
Meryem gibi istisnâsın, bir kez bile tatmadın
Say ki;
Cüneyd gibi seccâdeni gönül ırmağıma hiç atmadın,
Say ki;
Edhem gibi tâcını, tahtını, bir ânlık vuslâtıma satmadın
Say ki;
Kader çizgisini, semtime uğratmadın;
Kırılır Kalem, çıkar yollar Bezm-i Elest'e,
Hiç mi hesâba katmadın?
Oysa,
Kaldır başını da seyret Levh-i Mahfûz'u,
Benimle birlikte Adın!...
Ellerini, akd-i nikâh için duâlara da mı kaldırmadın?
Yoksa,
Sen, benim hiç bir şeyim de mi olmadın?
Eyy Masalllar Ülkesi'nin Sultânı Kadın!...
*** Daha dîvâneye döndürmemişken âşıkların kim kaçını,
*** Daha Râhipler kırmamışken senin için Haç'ını,
*** Parmaklarım kavramamış mıydı altın tozu saçını?
En müstahkem ümidsizlik kapılarının arkasına,
Bir daha hiç görünmemek üzere saklanmış olsan da,
Karşına yine ben çıkacağım!
Son Brandenburg kalıntılılarını da,
Yeni bir Ekim İhtilâli ile,
Müfreze vâveylâlarının üzerine yıkacağım!
Zannetme ki;
Ferhât gibi dağın ardını görmeden bıkacağım!
Kıskansın Memphis'in mumyaları!
Kıskansın Ramses!
Kerpetenler açmamacasına avurtlarımı sıkacağım!
Bir Yûsuf kurtulmaya görsün Kreuzberg Zindânları'ndan;
Züleyhâ'ya inâd,
Azîz'e inâd,
Binlerce Yûsuf'u zindâna tıkacağım!
Hele zangırdasın Wedding Katedrali;
Ay ışığı görmeyen gecelerde,
Glockeleri'nin doruklarına çıkacağım!
*** Daha Şehidlik'de okunmazken Fâtihâ, bir tâze Rûh'a;
*** Âlem-i Ervâh'ta künyelenmemiş miydik cümle Gürûh'a?
*** Daha?
*** Dahası yok!
*** Dikildi gözleri Havârîler'in, Beyt-i Makdîs'de çarmıha;
*** Son vuruş, o son vuruş da balyozumdan olacak mıha!...
(04.05.2002 - Münih - 04:25)
M. Engin Karatay
|
Yorum, eleştiri, görüş, bilgi vb.
böylesine yüksek birikimli bir şiiri ancak kelime okyanusu olan m. engin karataydan beklemek mümkündü zaten. sevgiliyi ölümsüzleştirmiş karatay. tarihleştirmiş. şuna inanırım hep: yazana değil yazdırana bakın derler ya. aslında tamam yazdıranın rolü var mutlaka. fakat yazan evet yaşayıpta yazanda meziyet. son sözüm harikasın süpersin m. engin karatay.
Selda sezer - 10.26.2002 - 22:04
bu nasıl şiir böyle ya. üstadım karatayın önünde saygı ile eğilerek şapka çıkartıyorum. şiire bakın ya. mükemmel kelimesine 10 tur bindirmiş. harika bi şey.
ozkan dem - 12.25.2002 - 22:21
Bu şiir için sizde yorum, eleştiri, bilgi vb. eklemek isterseniz
tıklayın.
|
178 |
defa okundu |
47 |
defa tavsiye edildi |
2 |
defa yorumlandı |
43
|
üye antolojisine eklendi |
|
|
|
|
|
|