Şiir alemine gecit...  NECİP FAZIL KISAKÜREK

Şiirlerinin listesini görmek için tıklayın.
10/42
Şiirlerinin devamı için tıklayın.

Bekleyen

Bendedir

Bu Yağmur...

Canım İstanbul

Çile

Çocuk

Dönemeç

Dua

En Yakın

Şiirlerinin devamı için tıklayın.
Benzer konulu şiirleri görmek için tıklayın.

Ne Söylerler Ne Bir Haber Verirler









Bu sayfanın
renk düzeneğini
isteğinize göre
değiştirmek için
TIKLAYIN


Çile Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde... Pencereye koştum: Kızıl kıyamet! Dediklerin çıktı ihtiyar bacı! Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent, Ok çekti yukardan, üstüme avcı. Ateşten zehrini tattım bu okun, Bir anda kül etti can elmasımı. Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un, Kustum öz ağzımdan kafatasımı. Bir bardak su gibi çalkandı dünya; Söndü istikamet, yıkıldı boşluk. Al sana hakikat, al sana rüya! İşte akıllılık, işte sarhoşluk! Ensemin örsünde bir demir balyoz, Kapandım yatağa son çare diye. Bir kanlı şafakta bana çil horoz, Yepyeni bir dünya etti hediye. Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor; Mekanı bir satıh, zamanı vehim. Bütün bir kainat muşamba dekor, Bütün bir insanlık yalana teslim. Nesin sen, hakikat olsan da çekil! Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam! Otursun yerine bende her şekil; Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam! Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın, Benliğim bir kazan ve aklım kepçe, Deliler köyünden bir menzil aşkın, Her fikir içimde bir çift kelepçe. Niçin küçülüyor eşya uzakta? Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl? Zamanın raksı ne, bir yuvarlakta? Sonum varmış, onu öğrensem asıl? Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap, Bir fikir ki, beyin zarında sülük. Selam, selam sana hasmetli azap; Yandıkça gelişen tılsımlı kütük. Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol! Ey yedinci kat gök, esrarını aç! Annemin duası, düş de perde ol! Bir asa kes bana, ihtiyar ağaç! Uyku katillerin bile çeşmesi; Yorgan, Allahsıza kadar sığınak. Teselli pınarı, sabır memesi; Size serbest, bana kum dolu çanak. Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet, Sırrını ararken patlayan gülle? Yeşil asmalarda depreniş, şehvet; Karınca sarayı, kupkuru kelle... Akrep nokta nokta ruhumu sökmüş, Mevsimden mevsime girdim böylece. Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş, Fikir çilesinden büyük işkence. Evet, her şey bende bir gizli düğüm; Ne ölüm terleri döktüm nelerden! Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm, Yetişir çektiğim, mesafelerden! Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz; Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık. Her gece rüyamı yazan sihirbaz, Tutuyor önümde bir mavi ışık. Büyücü, büyücü, ne bana hıncın? Bu kükürtlü duman, nedir inimde? Camdan keskin, kıldan ince kılıcın, Bir zehirli kıymık gibi, beynimde. Lügat, bir isim ver bana halimden; Herkesin bildiği dilden bir isim! Eski esvaplarım tutun elimden; Aynalar söyleyin bana, ben kimim? Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa, Arzı boynuzunda taşıyan öküz? Bela mimarının seçtiği arsa; Hayattan muhacir; eşyadan öksüz? Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı, Bir zerreciğim ki, Ars'a gebeyim, Dev sancılarımın budur kaynağı! Ne yalanlarda var, ne hakikatta, Gözümü yumdukça gördüğüm nakış. Boşuna gezmişim, yok tabiatta, İçimdeki kadar iniş ve çıkış. Gece bir hendeğe düşercesine, Birden kucağına düştüm gerçeğin. Sanki erdim çetin bilmecesine, Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin. Açıl susam, açıl! Açıldı kapı; Atlas sedirinde mavera dede. Yandı sırça saray, ilahi yapı, Binbir avizeyle uçsuz maddede. Atomlarda cümbüş, donanma, senlik; Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur. İçiçe mimari, içiçe benlik; Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur! Nizam köpürüyor, med vakti deniz; Nizam köpürüyor, ta çenemde su. Suda bir gizli yol, pırıltılı iz; Suda ezel fikri, ebed duygusu. Kaçır beni ahenk, al beni birlik; Artık barınamam gölge varlıkta. Ver cüceye, onun olsun şairlik, Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta. Öteler, öteler, gayemin malı; Mesafe ekinim, zaman madenim. Gökte saman yolu benim olmalı; Dipsizlik gölünde, inciler benim. Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök! Heybem hayat dolu, deste ve yumak. Sen, bütün dalların birleştiği kök; Biricik meselem, Sonsuza varmak... (1939) Necip Fazıl Kısakürek



Yorum, eleştiri, görüş, bilgi vb.

NEFSİNİ VE DÜNYA MALINI YENEMEYENLERE GÜZEL BİR ŞİİR.

  ilyas akpinar - 10.27.2001 - 14:26    

bu şiire yorum yapmak için bir filozof kadar ince düşünceli olmak gerek........
necip fazıl, ruhun şad olsun...........

  celaleddin günes - 9.5.2002 - 08:59    

İşte Necip Fazıl ın bbüyüklüğü burda gizli

  Metin Atalay - 9.6.2002 - 19:12    

Bu şiir için sizde yorum, eleştiri, bilgi vb. eklemek isterseniz tıklayın.

126
defa okundu
6
defa tavsiye edildi
3
defa yorumlandı
26
üye antolojisine eklendi
arkadaşına GÖNDER
e-kart YAP
antolojine EKLE
yazıcından BASTIR
yapılan yorumları oku
Görüş, bilgi vb. EKLE
varsa, hataları BİLDİR

şairi için yapılmış bir web sitesinin linkini EKLE şairin biyografisini OKU
şairini internette heryerde ARA hatıra, anekdot, bilgi vb. EKLE
bu şiirin şiir.net'ten silinmesini ÖNER bu şiirin konusunu EKLE
Şairinin sesinden şiirlerin mp3 ünü DİNLE
Bu şiiri antolojinize ekleyin. Bu şiiri bir cep telefonuna gönderin. Bu şiiri e-kart yaparak arkadaşınıza gönderin. Bu şiiri yazıcınızdan bastırın. Bu şiiri bir arkadaşınızın e-mail adresine gönderin.