Şiir alemine gecit...  RIFAT ILGAZ

Şiirlerinin listesini görmek için tıklayın.
21/24
Şiirlerinin devamı için tıklayın.

İçimizden Biri

Kasabamız

Körüz Biz

Kulağımız Kirişte

Mıstabey

Oğlum - I -

Oğlum - II -

Oğlum - III -

Oğlum - IV -

Şiirlerinin devamı için tıklayın.

Henüz bu şiir için konu belirlenmemiş. Bu yüzden benzer konulu şiirler listelenemiyor.

Konusunu EKLE









Bu sayfanın
renk düzeneğini
isteğinize göre
değiştirmek için
TIKLAYIN


Mıstabey Kaşın gözün mü oynuyor, A Mıstabey, Bana mi öyle geliyor ? Nevrin döndü, süzülüverdin. Gözümüz yok işlerin yolunda doğrusu, Çıkmadı senin gibisi Safranbolu'dan Bugüne bugün iki fırın sahibisin, Senin düşünmek neyine ? Haramiler mi çevirdi kervanın?, Gemilerin mi battı Karadeniz'de ? Hele bak, Fiy yemiş güvercin gibisin. Senin ne derdin olur, a Mıstabey, Ceza kestilerse Çemberlitaş'taki fırına, Hacı ne güne duruyor tezgahta, Bilirsin postu vermez ele... Hele düşündüğün şeye bak, ipe çekmezler ya adam? Ekmeğe kül karıştırdş diye; şükür bulduğumuza bu kadar... Yoksa küreğin sapı yüzünden Başı belaya mı girdi Saraçhane'deki Rıza'nın ? Kolay değil fırın işletmesi Cadde üstünde... Kesersin bir karış küreğin ucundan Olur biter... Rıza mı çekecek eziyeti, Çeksin kerata, şeytan azapta gerek... Bunlar gelir geçer, Mıstabey, Üzülmeye değmez. Çok düşkündün havadise eskiden, Kaçırmazdın ajansları... ne meydan muharebeleri vermedin, su kahvenin ortasında, Moskova'yı kaç kere fethettin. Sana ne oldu bugünlerde Radyoya kulak vermez oldun. Seninkiler ne hale gelmişler Taşı toprağı toplamışlar Bulgarya'dan Bırakmışlar Varşova'yı geride, topyekün kaçıyorlarmış! Boş oturmamışlar Mıstabey Ne fırınlar yapmış herifçioğulları Senin fırınlar halt etmiş yanında, Kapısından girilir Bacasından çıkılırmış... Yaşamadı Mıstabey, Sana dokunmayan yılan Bin yıl yaşamadı! Ne o dalıp gittin, Mıstabey, Nargilen kül bağlamış! Neden yorgunsun böyle, Neden kulakların böyle düşük ? Boş durduğun yok anlaşılan! Ne parçalar geldi geçti elinden Bu karne çıkalı; Sonunda düştün mü bu çirkefe ? Sen ne dersen de, Mıstabey, yaşın kemalini bulmuş, Bu senin dişine göre değil! Ama huy çıkar mı can çıkmayınca! Sakar öküz titretirken kuyruğu Varıp başucuna sormuşlar, Nedir son sözün diye; Deri mi yüzün de demiş, atıverin Sarı ineğin üstüne... Biliriz eski kulağı kesiklerdensin, Ne söylesek fayda yok, Arpadan olacak anlaşılan Atın ölümü! Hem düşün, Mıstabey, Sen evli barklı? adamsın, Dile düştün mü Safranbolu'da iki paralık olur itibarın! Hani ahbapların ağzında Bakla da ıslanmaz oldu. it değil ki kapatasın ekmekle sunun bunun çenesini. Söz de ele vermişsin sakalı, Doyurmuşsun gözünü kürkten bilezikten yana şimdi de tutturmuş haspamız Başımı sokacak ev isterim diye... Tutkunsun, vereceksin ister istemez; Gülü seven katlanır dikenine... Ne yapalım, Taş attın da kolun mu yoruldu , Bağışla gitsin Fatih'tekini! Amaaaan, Mıstabey, Bunlar kara kara düşünmeye değmez, Tazelensin hele nargilen, Bak keyfine! Rıfat Ilgaz



15
defa okundu
1
defa tavsiye edildi
0
defa yorumlandı
0
üye antolojisine eklendi
arkadaşına GÖNDER
e-kart YAP
antolojine EKLE
yazıcından BASTIR
eleştiri, yorum YAP
Görüş, bilgi vb. EKLE
varsa, hataları BİLDİR

şairi için yapılmış bir web sitesinin linkini EKLE şairin biyografisini OKU
şairini internette heryerde ARA hatıra, anekdot, bilgi vb. EKLE
bu şiirin şiir.net'ten silinmesini ÖNER bu şiirin konusunu EKLE
Bu şiiri antolojinize ekleyin. Bu şiiri bir cep telefonuna gönderin. Bu şiiri e-kart yaparak arkadaşınıza gönderin. Bu şiiri yazıcınızdan bastırın. Bu şiiri bir arkadaşınızın e-mail adresine gönderin.